
İzmirliler psikolojik desteğe koştu

Psikolojik yardıma ihtiyaç duyan kişilere en uygun şartlarda hizmet verilmesi amacıyla İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) bünyesinde açılan Psikoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (PUAM), iki buçuk aylık sürede yoğun ilgi gördü. Salgın nedeniyle sınırlı sayıda hastanın kabul edildiği merkezden, şimdiye kadar 113 kişi yararlandı ve toplam 406 seans gerçekleştirildi. Merkezde, şu an için 42 kişi de aktif olarak psikolojik destek alıyor. PUAM Müdürü Dr. Yasemin Meral Öğütçü, merkeze farklı yaş gruplarından kişilerin başvurduğunu söyleyerek, “Destek talep edilen başlıca konular; kaygı bozuklukları, depresyon hali ve pandeminin de etkisiyle ilişkilerde yaşanan sorunlar. Salgın döneminin de etkisiyle, ‘Hayattan zevk alamıyorum’, ‘Enerjim çok düşük’, ya da ‘Ailemle ya da eşimle iletişim kurmakta problem yaşıyorum’ diyen kişiler de oldu. Amacımız İzmirlilere psikolojik açıdan destek olmak, onların sorunlarına çözüm bulmakta yardımcı olmak” dedi.
İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin Balçova’daki kampüsünün yanında faaliyete geçen Psikoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi, yaklaşık 300 metrekarelik alanda hizmet veriyor. 3 görüşme odası, seminer salonu ve özel bekleme alanlarının bulunduğu merkezde; yüksek lisans eğitimi gören 15 psikoloğun yanı sıra kadrolu klinik psikolog da yer alıyor. Vatandaşların talep etmesi durumunda İEÜ’deki akademisyenler de danışanlarına hizmet veriyor. 0232 488 82 17 numaralı telefon aranarak merkezden randevu alınabiliyor. Covid-19 salgınına karşı tüm önlemlerin alındığı merkezde, günlük seans sayısı 5 ile sınırlandırıldı.
‘BENİ ANLAMIYORLAR’ DİYEN GENÇLER VAR
Çalışmalar hakkında bilgi veren PUAM Müdürü, İEÜ Psikoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Yasemin Meral Öğütçü, “Psikolojik destek, yaşamın bazı dönemlerinde herkesin ihtiyaç duyabileceği bir konu. Merkezimizin amacı, ihtiyaç duyulan bu desteğe herkesin rahatlıkla ulaşabilmesi. Aile içi sorunlar, kaygı bozukluğu, depresyon hali ve ilişkisel problemler, en çok yardım istenen konular. Salgın sürecinde, üniversitelerin yüz yüze eğitim vermemesi nedeniyle evine dönen gençler ya da evden çalışmaya geçilmesi nedeniyle ailesiyle birlikte daha fazla zaman geçiren genç yetişkinler, merkezimize başvuranlar arasında. Bazı gençler, çevreleri tarafından anlaşılamadıklarından yakınıyor. Kimileri ise, bazı konularda özgürlüklerine müdahale edildiğini düşünüyor. Bu konularla nasıl başa çıkabileceklerine dair bizden destek istiyorlar” dedi.
EŞLER İLGİSİZLİKTEN YAKINABİLİYOR
Dr. Meral Öğütçü, şöyle devam etti: “Koronavirüse bağlı olarak hastalık kapma endişesi de bazı kişilerde ciddi seviyede arttı. Bazı danışanlarımızda, hem bugüne hem de geleceğe ilişkin kaygı düzeyinin normalin üstünde olduğunu gözlemliyoruz. Koronavirüsün genç yetişkinlerdeki en olumsuz etkisi ise ümitsizlik. Depresyon dediğimizde, yoğun bir enerjisizlik, keyif alamama, bunalma halini anlıyoruz. Bu da evde zaman geçirmekle birlikte, kış mevsiminde daha çok arttığını gözlemledik. Özellikle 50 yaş üstündeki kişilerin, daha önce dışarı çıkarak baş ettikleri birtakım sorunlarla yüzleşmek zorunda kalması, depresif süreci artırabiliyor. Aile içinde ya da eşler arasında yaşanan bazı sorunlar da olabiliyor. Kişiler, birbirinin ilgisizliğinden, artan iş yükünden yakınabiliyor. Bunalmışlık ve bıkkınlık hissine kapılabiliyor. Yardım istenen temel konular arasında bunlar da var.”