Zorluklara Rağmen İzmir Hep Gözde
İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Uluslararası Ticaret ve Finansman Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yener Coşkun, ekonomik koşulların konut piyasası üzerindeki baskısına rağmen İzmir'in kültürel ve coğrafi özelliklerinin kenti ayakta tuttuğunu ve geleceğin 'sürdürülebilir' konut vizyonunda yattığını belirtti.
Türkiye konut piyasası; yüksek enflasyon, döviz kuru hareketliliği ve rekor seviyelere ulaşan yapı maliyetleri gibi çok yönlü ekonomik zorluklarla boğuşmaya devam ederken, İzmir’in gayrimenkul sektörü tüm bu baskılara rağmen direncini koruyor. Prof. Dr. Yener Coşkun, bu durumu derinlemesine analiz ederek kentin içsel dinamiklerinin lokasyonun gücüyle birleştiğini ve piyasada yeni bir ivmenin yolda olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Coşkun, yükselen yapı maliyetlerinin hem üretim hem de satış tarafında önemli darboğazların oluşmasına neden olduğunun altını çizdi. Ayrıca, konut fiyatlarındaki reel gerilemenin bir süredir hem üretici hem de yatırımcı kesimin sektöre yönelik iştahının azalmasına yol açtığını kaydetti.
“FİYATLAR ARTABİLİR”
"Makro koşulların etkisiyle son yıllarda ortaya çıkan bu tablo, özellikle alt-orta gelir grubuna yönelik arzın azalmasına ve önemli bir talep birikimine neden oldu" diyen Prof. Dr. Coşkun, İzmir’in de bu süreçten payına düşeni aldığını belirtti. Ekonomik döngünün tersine döndüğü günlerde, konut fiyatlarının hızla artacağını tahmin ettiğini dile getiren Prof. Dr. Coşkun, "Çünkü, ertelenmiş talebin, belki kredi kolaylıklarının da etkisiyle, hızla piyasaya yansımasıyla karşılaşacağız" diye konuştu. Prof. Dr. Coşkun ayrıca, günümüz ekonomik koşullarının İzmir konut piyasası için önemli zorluklara neden olduğunu da sözlerine ekledi.
“LOKASYON FAKTÖRÜ ÖNEMLİ”
Tüm bu olumsuzluklara rağmen İzmir’in cazibesini korumasının ardındaki sırrı açıklayan Prof. Dr. Coşkun, “Bunun temel nedeni, İzmir’in köklü ve çağdaş bir kültürel mirasının olması, eşsiz doğal güzellikleri ve denizle iç içe bir yaşam tarzı sunmasıdır. Gayrimenkulde en önemli değer yaratıcı unsurun lokasyondur. İzmir’de bunu görüyoruz. Lokasyonun sunduğu yaşam kalitesi, yatırımcıyı ve nihai kullanıcıyı zorlu ekonomik şartlara rağmen bu kente çekmeye devam ediyor” dedi. Şehrin dinamiklerini canlı tutan diğer unsurlara da değinen Prof. Dr. Coşkun, kentsel dönüşüm projelerinin de İzmir konut piyasasında talebi canlı tutan en önemli itici güçlerden biri olduğunu belirtti. Ayrıca şehrin altyapı yatırımları ve ulaşım projelerinin gayrimenkul değerlerini olumlu yönde etkilediğini dile getirdi. Bu konuya örnek veren Prof. Dr. Coşkun, "Metro ve hızlı ulaşım hatları, yaşamı kolaylaştırırken belli alanlarda gayrimenkul talebini artırıyor. Erişim kolaylığı, bir bölgenin değerini anında yukarı çekiyor" ifadelerini kullandı.
SEKTÖRE ‘YEŞİL VİZYON’ ÇAĞRISI
Prof. Dr. Coşkun, önemli bir diğer bir unsurun da sürdürülebilirlik odaklı konut çevrelerinin geliştirilmesi olabileceğini söyledi. Yakın gelecekte yasalaşması beklenen İklim Kanunu'nun diğer sektörler ile birlikte yapı sektörünü de derinden etkileyebilecek unsurları içerdiğini hatırlatan Prof. Dr. Coşkun, "Sektör profesyonellerine, bu noktada verilebilecek en iyi tavsiye; üreticilerin gerek yeni yasal düzenlemelere, gerekse de tüketicilerin çevresel duyarlılığına uygun konut arzına yönelmesi olabilir" dedi. Prof. Dr. Coşkun, İzmir’in geleceğine yönelik bir vizyon çizerek, "Mavi İzmir’den yeşil ve sürdürülebilir İzmir’e doğru yapılacak bir yolculuğun, konut piyasası için yeni bir ivme oluşturması beklenebilir" diye konuştu. Bu dönüşümün hem çevresel hem de ekonomik getirisi olacağına dikkat çeken Prof. Dr. Coşkun, sektörün de buna uygun, yenilikçi ve çevreci bir vizyon geliştirmesinin konut piyasasında önemli ve kalıcı bir gelişme sağlayacağını ifade etti.








