İEÜ´DE 9. AKADEMİK YIL AÇILIŞ TÖRENİ
Türkiye’de odalar ve borsalar tarafından kurulan ilk vakıf üniversitesi olan İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin akademik yıl açılış töreninde bu yılda da gelenek bozulmadı. 9. Akademik Yıl Açılış Töreni’nin ilk dersini, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, verdi. 9. Cumhurbaşkanı Demirel, finansal krizi ve küresel ısınmaya değindiği konuşmasında önceliği gençlerin eğitimine vererek, “Üniversite mezunu çocuklarımıza iş vermeyeceksen okutmanın bir anlam var mı? Var. Çocuklarımızı cahil bırakmak yerine okumuş bırakmak hiç olmazsa bir şanstır. Hakikaten eğitim görmüş, bilhassa 19- 29 yaş arasındaki gençliğimizi işsiz bırakırsanız büyük sosyal sorun yaşayabilirsiniz. İstihdamı da beraberinde getirmek lazım.” dedi.
İEÜ akademik yılı açılış törenine Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, EBSO Başkanı Ender Yorgancılar, eski Bakanlardan Işılay Saygın, eski İzmir Milletvekili Metin Öney ile öğrenciler katıldı.
KRİZDE ÇÖZÜM İNSAN GÜCÜ
Demirel, dünyada yaşanan finans krizinin aşıldığını ancak dünyanın bundan sonra son 25 yılda ekonomide yaşadığı altın devrini yaşayamayacağını ile getirerek, şöyle konuştu:
“Dünya, 1929 krizinin korkularını yaşıyor. Onun paniği içine girdi. Finans profesörleri, ‘paniğin çaresi yok’ diyorlar. Yüzde 5 büyüyen dünya, yüzde 1.4 eksiğe düştü. 50 milyon yeni işsiz çıktı ortaya. 100 milyon insan açlık sınırına girdi. Bu finans krizi ekonomik krize dönüşebilir, resesyonla karşı karşıya kalınır. Duraklama daha sonra büyük bir krize dönüşür. Bunun karşısında ne yapalım? 1929 krizinde yapılan şudur. Piyasa kendi kendini düzenler. Düzelmezse batan batar. Sistem hata yapanları batmak suretiyle temizlemektedir. Sistem hata yapmaya izin verirse o zaman kaynaklarınızı kullanıp refah getiremezsiniz. Üç yıl hiç dokunmadılar. Bu krizde de aynı şeyler oluyor. Finans krizi aşılmıştır ancak çok fazla güvenmeyin. Bunun arkasından başka türlü bir kriz gelebilir. Bugün tartışılan bundan sonra ne olacak? Bundan sonrasını görmeden işi gevşetmeyin, sıkı tutun, sağlam krediler almaya devam edin diye kararlar alındı. Dünya finans krizini aşmış gibi görünüyor ama çok da fazla kendine güvenmiyor. Dünyanın eski haline gelmeyeceği kanaati var. Krizden çıkıp büyümede dünyada sıkıntılar var.”
Demirel, krizden çıkmada insan kaynağının gücüne ve o gücü değerlendirecek siyasi ortama dikkat çekerek, “Dünyada faydalanılacak kaynak insan kaynağıdır. Becerisi, girişkenliği, yönetici gücü ve iyi yetişmiş olmasıdır. İnsan kaynağını en iyi şekilde harekete geçirecek ortam lazım. Bu ortam siyasidir. Ortam güvelik ortamıdır. Kişi malından, canından her şeyinden emin olacaktır. Mülkiyet rejimi çok önemlidir. Bir ülkede insanlar kazancından ve kazancını kullanış şekliden emin değilse hukukun üstünlüğünün olduğu bir devlet kanaati o insanlarda yoksa insanları kazanmaya sevk etmekte müşkülat vardır. Eğer bir bütünlük meydana geliyorsa bu ülke sorunlarını çözmede mesafe alır. Zenginlik fakirlik meselesi çok tartışılır.”
ZENGİN-FAKİR ÜLKELERİ KARŞILAŞTIRDI
9. Cumhurbaşkanı Demirel, insanoğlunun yoksulluktan kurtulmak için enerji üretmesi gerektiğini enerji üretirken de iklimin bozulduğunu belirterek, “Burada yine demagrafik sorun ortaya çıkıyor. Dünya nüfusunun 2050 yılında 8 milyarda sabit kalması lazım. Doğurganlık oranı 4.7 den 2.6’ya idi. Bu dünya bu yerküre bu nüfusu bu kullanımda çekemez. Eğer derseniz ki ABD halkının kullandığı gibi kullanalım. Orada bir vatandaş günde 450 litre su kullanıyor, Afrika”da ise 20 litre. Herkes ABD halkı kadar su kullansın derseniz 5 tane yerküre büyüklüğünde yerküreye ihtiyaç var. Avrupa standardında kullanmak isterseniz o zaman 2 yerküreye ihtiyaç var. Bütün bunlardan sonra geldiğimiz şey, dünya tedbirlerini bulacak tedbirlerini bulamadığı yerde tedbirsizliğinin cezasını görecek.” dedi.
Demirel’in, İEÜ Açılış Törenleri’nde verdiği İlk Derslerden oluşan kitap, gümüş kapakla üretilerek, kendisine hediye edildi.
Törende, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’na, “Onursal Doktor” unvanı verildi. İEÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alev Katrinli, Senato’nun “Onursal Doktor” unvanı verilmesiyle ilgili gerekçeli kararı ve Hisarcıklıoğlu’nun özgeçmişini okudu. Ardından İEÜ Mütevelli Heyet Başkanı Ekrem Demirtaş ve Rektör Prof. Dr. Attila Sezgin, Hisarcıklıoğlu’na cüppesini giydirerek, diplomasını takdim etti. Böylelikle, İzmir Ekonomi Üniversitesi Senatosu, “Onursal Doktor” unvanını ikinci kez vermiş oldu. İlk “Onursal Doktor” unvanı, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e verilmişti.
HİSARCIKLIOĞLU BAŞARININ SIRLARINI AÇIKLADI
TOBB Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Onursal Doktor” cüppesini ve diplomasını aldıktan sonra yaptığı konuşmada, “Demirel, ‘Kaptırmam şapkamı’ derdi. Biz de ondan ders aldığımız için şapkamı almaya çalıştılar ama kaptırmadım” diyerek, espri yaptı. Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin en önemli sorununun gençlerin eğitimi olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Türkiye olarak yüzde 50’si 28 yaş altı bu aslında Türkiye’nin dinamizmi ve motor gücü olabilir hem de başına büyük dert olabilir. Gençleri iyi yetiştirirseniz büyük güç olur yetiştiremezseniz en büyük sıkıntı orada olacaktır. Bana sorarsanız TOBB Başkanlığı mı TOBB Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı mı diye ikincisini tercih ederim. Küreselleşmeyi dünyayı bilen hedef dünyayı bütünleşen bir üniversite meydana getirdikleri için kutluyorum. 1912’de bir yabancı yazar Türkiye’ye gelip bir tahlil yapıyor. Türk insanı iki şey hedefliyor, bürokrat ve asker olmak ve ihmal ettiği ticaret ve sanayi hayatını aşağı gördüğü için 1912 yabancı yazarın tespitinden maalesef toplu iğneyi imal edemeyen bir ülke durumundaydık.”
TOBB Yönetim Kurulu BaşkanıHisarcıklıoğlu, üniversite gençlerine yaptığı konuşmada kendi başarı öyküsünü ve hayatta ilke edindiği sözleri şöyle anlattı:
“Övünmek gibi olmasın ama ben Kayserili’yim. Eğitim noktasında büyük avantaj. Bizde en önemli özellik insanın yetiştirilmesinde 7 yaşında başlar okulla beraber iş hayatı başlar. Okulla beraber yaz döneminde Kayseri’ye gittiğimizde sokakta gezen çocuk yoktur. Ya simit satar ya bir şey yapar. Babası tüccar ve sanayici ise üniversiteyi bitirinceye kadar babasının yanında çalışamaz. Başka bir yerde çalışır. Başarı noktasında temel taşarından biri bu. Aileme teşekkür ediyorum 7 yaşından itibaren Ankara Koleji yatılı okurdum yazın Kayseri’de çalışırdım. 5 ilke edindim. İş hayatında başarılı olmanın yolu bu sözden geçer. İşten artmaz dişten artar. Ne kadar kazanırsanız kazanır, kazanç çok olacak, gider az olacak. İş hayatında edindiğim ikinci tecrübe. İşin hilesi dürüstlüktür. Hile kazanmak için yapılır. Dürüst olursanız kısa dönemde zararlı gibi oluyorsunuz ama uzun vadede kazanıyorsunuz. Üçüncüsü önce kontrol sonra itimat. Kontrol edildiğinizi hissedersek o zaman düzenli ve disiplinli çalışma düzenine gireriz. Dördüncüsü, hafızasına güvenen daima yanılır mutlaka yazmak lazım. Bütün yapılan şeylerde bulunduğunuz ortamlarda not alın. İşte idare olmaz. Başarılı bir yönetici olmak için özel hayatında her türlü tavizi verirseniz. İş hayatında idare etmeyin. Günün koşulları içinde idare etmeye başladığınız anda sizi yönetmeye başlarlar. Özgürlük önce hayal etmekle başlıyor. Hayal etmeden hiçbir hedefiniz olamaz. Hayal edeceksiniz ki hayaliniz hedefe dönüşsün. Çok çalışmak lazım. Kesinlikle çalışırken hacı yatmaz gibi olacaksınız. Yılmak yok, yıldığınız zaman hedefinize ulaşmak noktasında kaybettikleriniz olabilir ama uzun vadede kazanıyorsunuz. Bireysellikten vazgeçip, birlikte hareket etmek kültürünü geliştirmemiz lazım. Babaannem ‘İcat çıkarma oğlum’ derdi. Baktım ki tüm Türkiye’de geçerli bu. Bugünkü Türkiye’de başarılı olmanın yolu da icat çıkarmadan geçiyor. 10 ton sac ile 60 gram cep telefonu aynı ekonomik değerde. Ereğli Demir Çelik’i yapmak bu telefon fabrikasını yapmaktan daha pahallıdır. İcat çıkarmanın yolu üniversite sanayi işbirliğini gerçekleştirmekten geçer. Akıl teri alın terinin yerini almaya başladı. Türk Telekom, 168 yıllık bir kuruluş değeri 7 milyar dolar, Google’un değeri ise 9 milyar dolar. Google cirosu piyasa değeri 150 milyar dolar. İnovasyon, simit aynı simit, tarlada satılırken saraya girince değeri arttı. Her gün yeni ne yapabilirim diye düşünün. Bugün yeni ne yapabilirim bu kadar rekabetin yoğun olduğu bir dünyada başarılı olmak için yanımızdakinden farklı hareket etmek zorundayız. Eski köye yeni adet getirmek zorundayız. Birbirimizin fikirlerini öteki diye sınırlandırmak zorundayız. Birbirimizle sevelim, empati yapalım. Ötekilik noktasına getirdiğimiz zaman birbirimizi dışladığımız zaman biz de bir gün öteki oluyoruz ezberleri yıkalım. Ezberleri yıkan insanlar tarihe geçer. Güçlünün haklı olduğu değil haklının güçlü olduğu bir Türkiye için çaba sarf edelim.”
YENİ BİR ÇARIK YENİ BİR ELBİSE LAZIM
Hisarcıklıoğlu, katılımlı demokrasi için vatandaşların 365 gün idare edenlerden hesap sorabilmesi için hesap verebilmesi gerektiğini belirterek, “İnsanoğlunun bulduğu en büyük mekanizma, katılımlı demokrasi bu her 4 yılda bir vatandaşlık görevini yaparak sandıkta hesap soran değil artık bu anlayışla 365 gün siz demokrasiye ve sizi yönetenlere hesap sorma noktasında olmanız lazım. Hesap sorabilmek için biz hesap veriyor olabilmemiz lazım. Hesabını veremeyen hesabını soramaz. Birbirimizi bugün kadar andırdık. Bugünkü devirde zengin olmak istiyorsak demokrasinin kaliteli olması lazım. Bunu artırmanın yolu, 70 milyonun hesap soruyor olması lazım defolardan kurtulmak lazım. Bu çarık bu ayağa sığmıyor. Yeni bir çarık elbise dikmemiz lazım ki modern dünyanın elde ettiği hakları elde edelim.” dedi.
İTO Yönetim Kurulu ve İEÜ Mütevelli Heyet Başkanı Ekrem Demirtaş ise, bir dünya üniversitesi olma yolunda hedefleri konusunda titizlikle çalıştıklarına dikkat çekerek, 72 milletten öğrenci alma amacında olduklarını açıkladı. Başkan Demirtaş, “New York Eyalet Üniversitesi (SUNY) ile ikili özel lisans programları yürütüyoruz. Geçtiğimiz ay ABD’de SUNY yetkilileriyle bir araya geldik, nasıl işbirliğimizi geliştirebileceğimizi görüştük. İki üniversitede verilen çifte diploma programını 5 dalda yürütüyoruz. Bilgisayar Oyunları ve Teknolojisi alanında İskoçya’nın Abertay Dundee Üniversitesi ile ortak yüksek lisans programı yürütüyoruz. Meslek Yüksekokulumuz’da bu alanda Avrupa’nın en saygın kuruluşlarından olan İskoç SQA ile işbirliği yapıyoruz.” diye konuştu.
“Bu yıl kimseden şikayetim yok.” diyen Başkan Ekrem Demirtaş, yurt dışındaki üniversiter sistemden bahsederek, yeni vakfın yakında kurulacağını açıkladı. Demirtaş, “Başta Sayın Valimiz, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız, Balçova Belediye Başkanımız olmak üzere herkese teşekkür ediyorum. Her zaman destek oluyorlar. Amerika’daki başarılı üniversiteler, üniversite kaynaklarının yanı sıra mezunlarının ve diğer bağışçıların yardımlarıyla büyüyor ve güçleniyor. Bağış vakfı kurmamızın zamanı da geldi. Öğrenci ücretlerini yükseltmeden eğitime daha fazla kaynak ayırmamız gerekiyor. Bu nedenle bu konuya zaman ayıracağız, üzerinde çalışacağız. Hedefimiz her yönüyle güçlü bir dünya üniversitesi.” şeklinde konuştu.
İEÜ Rektörü Prof. Dr. Attila Sezgin ise, üniversitenin 9 yıllık gelişimini değerlendiği konuşmasında, küreselleşmenin, mal ve sermaye hareketlerinde dünyayı “Tek Pazar” haline getirmekle yetinmeyerek, yepyeni alanları da içine alarak, her geçen gün derinlik ve kapsamını genişlettiğine dikkat çekti. Rektör Prof. Dr. Sezgin, yükseköğretimin de, giderek, ülkelere özgü bir etkinlik olmaktan uzaklaşmakta ve küresel bir olgu haline geldiğine işaret etti ve “Dünya, doğudan batıya yönelen büyük bir öğrenci göç hareketi ile karşı karşıyadır. Bu harekete kayıtsız kalamayan gelişmiş ülke üniversiteleri, yabancı öğrencilere kapılarını daha çok açma gereksinimi duymuştur. Bu gelişmelere paralel olarak, üniversitemiz de, zamanında harekete geçerek, kendi özelinde, bir dizi önlem almıştır. Avrupa Üniversiteler Birliği üyesi olan üniversitemiz; kalite ve standartlar yönünden dış denetim istemiş ve bu amaçla yapılan “kurumsal değerlendirme” sürecinin son aşamasına başarıyla gelmiştir. Kalite ve standartlar yönünden dış denetimi başarıyla geçen üniversitemiz, Avrupa Üniversiteler Birliği’ne üyelik sürecinin son aşamasına gelmiştir. Bu girişimlerinin meyvesini toplamaya başlayan üniversitemiz, halen, çoğu Asya ve Avrupa ülkelerinden gelmiş 36 yabancı öğrenciye yükseköğretim hizmeti vermektedir. Bu sayının, önümüzdeki yıllarda hızla artacağına inanıyorum.” diye konuştu.
Törenin sonunda yer alan bölümde ise, Halk Dansları, Edebiyat ve Tiyatro Kulübü Öğrencileri, “Bir Sevdadır; İzmir” adlı tematik gösteriyi sundular. Gösterinin sonunda İEÜ Halk Dansları Kulüp Başkanı Engin Kıbrıslı, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e, günün anısına İzmir incirinden oluşan sepet hediye etti. 10. Yıl Marşı ve İEÜ Marşı hep birlikte söylendi.
9. Akademik Yıl Açılış Töreni'nden fotoğraflar için tıklayınız.
Mütevelli Heyeti Başkanımız Sn. Ekrem Demirtaş'ın Açılış Konuşması tam metni için tıklayınız.
Rektörümüz Sn. Prof. Dr. Attila Sezgin'in Açılış Konuşması tam metni için tıklayınız.