MEDYA-SİYASET-İKTİDAR İLİŞKİSİ İZMİR EKONOMİ’DE TARTIŞILDI
İEÜ Konferans Salonu’ndaki panelin açılış konuşmasını yapan İEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cemali Dinçer, son dönemde yaşananlar ile daha da önem kazanan Medya-Siyaset-İktidar ilişkisinin tarihsel serüveninin bugünleri anlamamıza yardımcı olacağını söyledi. İEÜ İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevda Alankuş ise büyük ilgi gören panelin devamının geleceği müjdesini verdi. Medya-Siyaset-İktidar arasındaki bugünleri hatırlatan ilişkinin Demokrat Part zamanında yaşandığını belirten İLAD Başkanı Hıfzı Topuz, ‘’Rahmetli Adnan Menderes’i medya o döneme göre söylersek yazılı basın getirdi. Tek parti süreci baskılardan bıkan aydınlar daha fazla özgürlük ve demokrasi adına Menderes’e sonsuz destek verdiler. Menderes iktidar oldu. İlk yıllarda destek sürdü, basını ilgilendiren çok önemli kanunlar çıkarıldı. Sendika kuruldu. Ancak 1954’lerde rüzgar değişti. Menderes patronlara baskı yaptı. Ama bu çalışan nezdinde tutmadı. Arka arkaya yasaklar geldi. En son 6-7 Eylül olayları da fırsat bilinip daha da ileri gidildi. Sonuç 27 Mayıs ve bilinenler. Tabiî ki Allah bunu bir daha yaşatmasın. Kısaca özetlersek Menderes’i iktidar yapan basındı ama onu iktidardan indiren ya da o sürece götüren yine basın oldu’’ dedi
Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özden Çankaya, ‘’Anlatım Özgürlüğüne Yasal Düzenlemelerle Getirilen Sınırlamalar’’ konulu bir bildir sundu. Anlatım Özgürlüğünün, Anayasa ile teminat altına alınmasına hatta bu özgürlüğü korumak için devlete görev verilmesine rağmen uygulamada böyle olmadığını ifade eden Prof. Dr. Çankaya, ‘’İktidarlar zaman zaman Anayasa’da ki bu özgürlüğü kendi lehlerinde kullanmak adına hareket ederek Ceza Kanunu ve diğer kanunlarda kısıtlama yoluna gitmişlerdir. Özellikle kullanılan geniş kavramlar baskı unsuru olarak kullanılmıştır. Kendi yandaşlarını yaratmak için uğraşmışlardır’’diye konuştu.
‘’Kamu Hizmeti Yayıncılığı ve Siyasal İktidar İlişkisi” adlı araştırmasıyla bu alandaki süreci gözler önüne seren Arel Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aysel Aziz, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’O dönemde radyo ile başlayan bu süreçte büyük bir güç olduğu fark edilen radyonun kamu adına yayın yapması hedeflenmiştir. Fakat uygulamada bu çok ısa dönemlerde yaşanabilmiştir. Çoğunda iktidar kendi lehine kullanmıştır. TRT’nin devreye girmesinden sonra da çok değişmemiştir. Özel televizyonlar ise özgürlüğü getirmiş fakat onlarında kamu adına hareket ettikleri daha çok istenilen, hedeflenen düzeyde kalmıştır.’’
‘’Medya Siyaset İlişkilerinde Magazinleşme” adlı sunumu ile medyanın farklı bir penceresini aralayan Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hülya Yengin de şunları söyledi: ‘’Demirel’in şapkası, Ecevit’in kasketi ile başlayan bu tür haberler, Özal döneminde aile ilişlilerine kadar girdi. Ardından arka sayfa güzelleri ile bu tür haberlere alıştırıldık. Medya, siyaset ile ilişkisine bu tür haberlerle yeni bir kulvar açtı. Bu iletişimin globalleşmesiyle birlikte daha da önem kazandı. Öne çıktı. En son Amerikan seçimlerinde bunu yaşadık. Aboma’nın, eşinin, kızlarının haberlerini gördük. İlk dans, ilk öpücük, ilk hediye yani Amerika bu kulvarı kullanarak, liderini dünyaya kabul ettirme, ona dolayısıyla kendine yeniden sempati kazandırmaya başladı.’’