İSTİKLAL MARŞI’MIZ TÜRK ULUSUNUN GURUR KAYNAĞIDIR
İEÜ Konferans Salonu’ndaki panelin açılış konuşmasını yapan Doç Dr. Murat Hatipoğlu, İstiklal Marşımız ve onu yazan Mehmet Akif Ersoy’un iyi anlaşılması gerektiğini belirtti. Doç Dr. Hatipoğlu, ‘’İstiklal Marşı’nı gerçekten anlayabilmek onun ruhunu özümsemek için onun kabulüne kadar geçen süreyi Osmanlı’nın dağılma süreci ve verilen Kurtuluş Savaşı’nın tüm şartlarını iyi gözden geçirmek gerekiyor. İstiklal Marşı bir mücadelenin, bir zaferin, bir kararlılığın, bağımsızlıktan asla vazgeçmeyen bir ulusun haykırışıdır’’ dedi.
İstiklal kelimesinin o gün verilen savaşı ve neden verildiğini çok iyi anlattığını vurgulayan Prof. Dr. Ergün Aybars, ‘’Mehmet Akif’in muhafazakar yapısını, özellikle şapka devrimini onaylamayıp bir dönem yurtdışına gitmesini örnek gösterip onun vatanseverliği ve Kurtuluş Savaşı’na, Cumhuriyet’e bağlılığını sorgulamak hem onu, hem onun ‘en büyük lider’ dediği Mustafa Kemal Atatürk’ü hiç anlamamaktır. Mehmet Akif, hiçbir zaman ne içerde, ne dışarıda bunlara yönelik negatif bir görüş bildirmemiştir. Aynı şekilde Mustafa Kemal Atatürk’te ona karşı olumsuz bir tavır göstermemiştir. Hatta 1933 yılında bunları örnek gösterip İstiklal Marşı’nın değiştirilmesi teklifini hiç düşünmeden geri çevirmiştir’’ diye konuştu.
İstiklal Marşı’nın kabul sürecini anlatan Doç. Dr. Yasemin Doğaner ise şunları söyledi: ‘’Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından İstiklal Marşı yazılması kararı alındıktan sonra 500 lira ödüllü bir yarışma düzenlendi. Ancak o dönemde rüştünü ispat etmiş bir şair olan Mehmet Akif Ersoy bu yarışmaya ‘’Para ödülü olan yerde bu şiir yazılamaz’’ diyerek katılmadı. Kurulan komisyon gönderilen 724 şiir beğenmeyince dönemin Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi, Mehmet Akif’e bir mesaj gönderdi ve para içini çözebileceklerini, katılmasını istedi. Mehmet Akif, Şubat 1921’de birkaç gün içinde şiiri yazdı. 23 Şubat’ta Meclis’te okundu. Onunla birlikte 6 şiir daha seçildi. 1 Mart’taki oturumda tartışmalar sürdü. 12 Mart’ta ise oy birliği ile kabul edildi. Diğer 6 şiir hiç okunmadı. Ardından bestelenerek, Anayasa’nın değişmez maddeleri arasında yer aldı.’’
Kurtuluş Savaşı ve İstiklal Marşı penceresinden Türk ve Azeri halkları arasındaki tarihi işbirliğine dikkat çeken Dr. Vefa Kurban da şunlardan bahsetti: ‘’Anadolu’da Kurtuluş Savaşı’nın tohumları atılırken 18 Mart 1918’de Bolşevik Ruslar ve Ermeniler Bakü’de 12 bin kişiyi katletti. Her zaman Azerbeycan’ın yanında olan Türk Halkı o dönemde de kendi cephelerini zayıflatma pahasına ordu gönderip bu zulme son verdi. Kurtuluş Savaşı’nda da Azerbeycan maddi ve askeri olarak Ankara Hükümeti’nin yanında yer aldı. Onun verdiği Kurtuluş Savaşı’na, onu en iyi şekilde anlatan İstiklal Marşı’na her zaman büyük ve saygı gösterdi. Ve Tek Millet iki Devlet olarak kabul etti.’’