ENERJİDE BAĞIMLILIĞI TASARRUFLA AZALTMA YOLLARI

Türkiye’nin petrol ve doğalgaz gibi kaynaklarda dışa bağımlılık oranının yüzde 90’lara ulaştığı, bu bağımlılığın ihracat gelirlerinin yüzde 35’inin yurt dışına gitmesine sebep olduğu belirtildi. Sanayi sektöründe petrol ve doğalgaz tüketim oranın yüzde 40, bina kullanımında yüzde 30, ulaşımda da yüzde 20 değerine ulaştığı, enerji kaynaklarının pahalanması nedeniyle ekonomilerin kötü etkilendiği ve gerçekçi eylemleri içeren bir “Enerji Verimliliği Eylem Planı” yürürlüğe konulması gerektiği vurgulandı.
İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Havacılık ve Uzay Mühendisliği Bölümü Başkan Vekili Prof. Dr. Barış Özerdem, günümüzde Türkiye’nin birincil enerji olarak tanımlanan petrol, doğalgaz ihtiyacının 100 milyon ton eşdeğer petrolü aştığını kaydederek, “Yerli üretimin tüketimi karşılama oranının yüzde 30 seviyelerinde bile olmaması dışarıya ne kadar bağımlı olduğumuzun bir göstergesidir. Gelişmişlik düzeyi ile enerji tüketimi arasındaki koşutluk yaklaşımı terk edilmeye başlanmıştır. Almanya’da yüzde 40, Fransa’da yüzde 30 seviyelerinde enerji yoğunluklarında azalmalar sağlandı. Avrupa Birliği’ne üye her ülkede enerji tüketiminin azalması öngörülüyor. Somuta indirgenmiş gerçekçi eylemleri içeren bir ‘Enerji Verimliliği Eylem Planı’ yürürlüğe konuldu. Mutfaklarımızda kullandığımız ev aletlerinden sanayide kullanılan pek çok cihaza, binalardan ulaşıma kadar pek çok alanda, minimum enerji tüketim standartları bu süreçte yeniden belirlenerek geliştiriliyor” dedi.
Türkiye’nin enerji yoğunluğunun Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ortalamasının iki katı olduğunu, enerjinin verimli kullanılmadığını aktaran Prof. Dr. Özerdem, Türkiye’nin bina sektöründe yüzde 30, sanayide yüzde 20 ve ulaşımda yüzde 15 enerji tasarruf potansiyeli olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Özerdem, enerji yoğunluğu değerinde istikrarlı bir düşmenin olması için iletim ve dağıtım şebekesi hatlarında da belli önlemlerin alınmasının zorunlu hale dönüştüğüne dikkat çekti.
‘Tedbir birinci koşul’
Isı enerjisinin verimli kullanılması için pratik önlemlere değinen Prof. Dr. Özerdem, şunları söyledi:
“İlk olarak binamızda ısı tasarrufu sağlayacak şekilde yalıtmamızdır. Pencerelerin çift cam yaptırılması durumunda camlardan oluşacak ısı kayıpları yarı yarıya azalır. Uygun kapasitede ısıtıcı seçimi yapmalıyız. İçinde bulunduğumuz ortam sıcaklığını gereğinden fazla yükseltmemek gerekir. Oturma ve misafir odaları için 19–21derece arası, yatak odası için 16–18 derece arası uygun sıcaklıklardır. Unutmamak gerekir ki, ortam sıcaklığındaki 1 derecelik azalma, yakıt tüketiminin yüzde 5 civarında azalmasını sağlamaktadır. Baca çekişinin iyi olması verimli bir yanma sağlar. Bunun için baca bakımı ve temizliği önemlidir. Radyatörlerin üstü ve önü kapanmamalıdır.”