TOPLUMSAL TANIKLIK SİNEMADA HAYAT BULUYOR
Mizah kültürünün Türk toplumunun derinlerine işlediği, eleştirilerin mizahtan doğarak büyüdüğünü ve topluma yön verdiği vurgulandı. İzmir Ekonomi Üniversitesi Medya ve Sinema Kulüpleri tarafından gerçekleştirilen 1. İzmir Hak ve Emek Odaklı Sinema Günleri kapsamında Yönetmen Ezel Akal, Grup Yorum Sanatçısı İnan Altın, Oyuncu – Yönetmen Ahmet Mümtaz Taylan, öğrencilerin konuğu oldu.
Etkinlikte konuşan Yönetmen Ezel Akay, mizah kültürünün Türk toplumunun derinlerine işlediğini belirterek, sinemacıların toplumsal olanı eritip yansıttıklarını kaydetti. Son 15 yıldır otosansür yaşadıklarını kaydeden Akay, “Ayıp, tehlikeli, saldırgan sözleriyle kendimizi sansürlüyoruz. Korkusuzluğun tüm topluma yayılması gerekir. Siyasi olmasa da cesur ve korkusuz filmler görebileceğiz” dedi.
Hastalıklı bir durumdan iyileşme sürecinin başladığı günlerin yaşandığına değinen Akay, 1915 olaylarını anlatan bir film hazırladığını da bildirdi. Bunun yanı sıra Agora Meyhanesi açacağını ifade eden Akay, şunları söyledi:
“Günümüzde siyasetle ilgilenmeyen insanlar ilgilenmeye başladı. Siyasetin kolaylaşması gerekir. Derin vicdan azaplarından kurtulmamız gerekir. Toplumsal bilinçaltı var. Bu bilinçaltı karşısında ya başkaldırırız ya da eziliriz. Benim için 7 Kocalı Hürmüz politik bir filmdi. Politik film niyet meselesidir.”
Grup Yorum’dan İnan Altın da, sanatçılar arasında örgütlenmelerin oluşturulduğunu anlatarak, “5 ayrı sanat kolunda örgütlenmeye başlanıldı. Heykel, müzik, sinema gibi sanat dallarının meclisleri kurulmaya başlandı. Değişik biçimlerde sanatçılar hedef alınıyor. Sanata saldırarak ülkenin ruhunu çalmak istiyorlar. Bizim de karşı durmada birçok yöntemimiz var” diye konuştu.
‘Eleştirileri Nezaketle Yaptık’
Oyuncu-Yönetmen Ahmet Mümtaz Taylan da, Türkiye’nin sürekli konuşan ama dinlemeyen bir ülkeye dönüştüğüne belirterek, “Bir Anadolu var. Ekmek yemek yerine birbirimizi yiyoruz. Bir toplumun barış içinde yaşaması için aynı fikirleri yaşaması gerekmez. Esas olarak anlaşamadığımız insanları daha çok dinlemek zorundayız. Kimse kimseyi bir yerden kovmaya hakkı yok. Birbirine benzemeyen insanların yaşadığı yerler cennete dönüşür. Zengin bir kültürümüz var günlük siyasete kurban etmemeliyiz diye düşünüyorum” dedi.
‘Kırmadık, büktük…’
Leyla ile Mecnun dizisinde 3 yıl boyunca ekip ruhuyla çalıştıklarına dikkat çeken Taylan, dizi boyunca yaptıkları eleştirilerin nezaket çerçevesinde olduğunu vurguladı. Taylan, şunları söyledi:
“Bizim ekibin anlayışında mizah bükmektir kırmak için yapmayız. Bükerek mizah yapanlar daha kalıcı oldular. TRT bir kurumdur, kişilerle anlaşamama durumu yaşandı. Leyla ile Mecnun’un filme çekilme düşüncesi yok. Bizler rafa koyduğumuz filme bakıyoruz. Yarın çocuklarımıza, torunlarımıza göstereceğimiz belgeler onlar. Para sinemada batırılmak için kazanılır. Benim de param olduğunda film çekeceğim. Yastığım altında projelerim var.”