Çeviribilim Kurultayında Latife Tekin ile Söyleşi ve İmza Saati

İzmir Ekonomi Üniversitesi, İngilizce Mütercim ve Tercümanlık Bölümü tarafından gerçekleştirilen I. Ulusal Çeviribilim Kurultayına, 28 Haziran 2024’te davetli konuşmacı olarak katılan ünlü yazar Latife Tekin, üniversitemiz Yayın Yönetmeni Gülce Başer’in moderatörlüğünde içerik olarak yoğun ve çok ilgi çeken bir söyleşi verdi. Tekin, söyleşide yazar-çevirmen ilişkisine, okur sevgisi-eserin alımlaması, kitaplarının diğer yazar ve okurlarda uyandırdığı etkiye değinerek, metinlerarasılığa, çevirinin önemi ve değişik dil ve kültürde nasıl şekiller alıp ne gibi etkiler uyandırabileceğine dair çarpıcı örnekler sundu.
Çeviriyle ilgili olarak; bu işin çok meşakkatli bir iş olduğunu, yazar ve çevirmen arasında çok özel bir bağ kurulabildiğini, bu süreçte iyi tanıdığı ve işlerinin ne kadar zor olduğunu bizzat gördüğü için çevirmenlere merhamet ve şefkat beslediğini ifade etti, ayrıca İngilizce çevirmeni Saliha Paker örneğinde gördüğü gibi, tutkulu çevirmenler sayesinde bir yazarın kitabının en uygun şekilde çevrilip dünyaya duyurulabileceğini belirtti.
Tekin, yazarın bir eseri okuyucuya sunduğunda düşündükleriyle okuyucunun alımlamasının çoğu zaman çakışmadığı hatta birbirinden çok farklı olabileceğine değindi, bunu kavradığında ise yazarken çok daha özgürleştiğini vurguladı. 20’li yaşlarında ilk kitabı "Sevgili Arsız Ölüm"ü yazdığında bir tane "Sevgili Arsız Ölüm" var zannıyla bunu piyasaya sunduğunu ama onun İngilizce’ye çevrilip, John Berger’in önsözüyle İngiltere’de baskı yaptıktan sonra kavuştuğu büyük ün sonrasında, aldığı okur tepkileriyle her bir okurun zihninde, başka başka dünyalar yarattığını ve aslında okur sayısı kadar "Sevgili Arsız Ölüm" olduğunu kavradığını ifade etti. Marquez’in "Yüzyıllık Yalnızlık" kitabının kendisi üzerindeki, varsa, etkileri sorulduğunda ise o kitabı okuduğunda önünde bambaşka bir pencere açıldığını, her şeyi yazabileceğini hissettirdiğini belirtti ve başka kitaplarla kendi kitapları arasındaki paralelliklerin evrensellik çizgisinde insanların ortak yaşadığı duygulardan kaynaklanabileceğini belirtti. Kendisi akademik yazılarda hep “büyülü gerçekçi” bir yazar olarak tanımlanmasına karşın, kendisini böyle tanımlamadığını ve hissetmediğini belirterek, “politik bir yazar” olarak anılmasının daha doğru olabileceğine işaret etti. Geçmişteki bir söyleşi sırasında kendisini bir “çevirmen” gibi hissettiği şeklindeki ifadesi hatırlatıldığında ise, bunu o dönemde yoksulların, sessizlerin dili olmaya karar verdiği için kullandığını, onların bir dili olmadığı için bir dil yaratmak mecburiyetinde hissettiğini ortaya koydu. Kendisine okur-yazar sevgisi sorulduğunda, okurda bir yazara karşı yoğun bir sevgi olabileceğini, ama yazarın sonraki yazdıklarıyla bunun bir nefrete de dönüşebileceğini; yazarın ise bu duyguları bir kenara koyarak, kendini olduğu gibi ifade etmesinin uygun olacağını söyledi. Piyasada okura göre eser yazılması şeklindeki gizli talebin dümen suyuna gitmenin bir yazarın çizgisini bozabileceğine dikkat çekti.
Birbirinden ilginç soru ve cevaplarla büyük ilgi çeken söyleşinin sonunda, ünlü yazara İngilizce Mütercim ve Tercümanlık Bölümü Başkanı ve Kurultay Düzenleme Kurulu Başkanı, Prof. Dr. Nihal Yetkin Karakoç tarafından teşekkür edilip, kurultay kapsamındaki söyleşinin anısına bir plaket ve üniversitemiz yayınlarından Ege Otları adlı kitap takdim edildi. Tekin’e yönelik sevgi seli konuşmanın hemen sonrasında yapılan imza saatinde de yazarla yapılan sohbet ve çektirilen fotoğraflarla devam etti.