“Bu Senaryonun En Masumu Deniz Kumu”
İstanbul’un Küçükçekmece ilçesinde yıkılan binanın ardından inşaatta deniz kumu kullanmanın tehlikeli olup olmadığı konusu gündeme geldi. İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Öğretim Görevlisi, İnşaat Mühendisi Şeref Alpago, kumun yıkanıp elendikten sonra uygun büyüklükte betonun içine koyulması durumunda bir sorun yaşanmayacağını ifade etti.
İstanbul’da birden bire çöken 1988 yapımı üç katlı apartmana ilişkin değerlendirmede bulunan İEÜ Öğretim Görevlisi Şeref Alpago, yıkımın tek nedeninin deniz kumu olmadığını söyledi. Alpago, "Bütün bu senaryonun en masumu deniz kumudur. ‘Deniz kumu kullanıldığı için bina yıkıldı’ diye bir şey yok. Deniz kumu bütün binalarda kullanılıyor. Kumu yıkayıp eledikten sonra uygun büyüklükte betonun içine koyduğunuzda zaten bir sorun olmaz. Deniz kumuna gelene kadar; neden kat çıkıldı, neden kolon kesildi? Yıkılma videolarını izledim, bina öne doğru devriliyor. Aşağıdaki ticarethanenin köşe kolonlardan birini kesmiş olabileceği aklıma geldi. Yıkılma şekli, kurtarılan can sayısını artırmış. Çok fazla yaşam üçgenleri oluştu. Bina pasta gibi çökmedi, devrildi" diye konuştu.
'KOLON KESENE CEZALAR AĞIRLAŞTIRILMALI'
Binaların daha güvenilir inşa edilmesi için uygulama ve oturma yönetmeliği çıkarılması gerektiğini kaydeden Alpago, "Deprem yönetmeliklerini çok zorlaştırdık. 1974 yönetmeliğine göre yapılmış onlarca bina çok deprem gördü, hiçbirine bir şey olmadı. Demek ki bu yönetmelik kötü değildi ama eksikti. Uygulama yönetmeliği çıkarmalıyız. Kat karşılığı ve yaptırımı olan bir yönetmelik olmalı. Demir nasıl bağlanması, beton dökülürken nelere dikkat edilmesi gerektiği ayrıntılı ele alınmalı. Oturma yönetmeliği olmalı. Bina, deprem şartnamesine ve yapım yönetmeliğine uygun yapılmış olsa da 3 yıl sonra alt kat dükkana çevrilebiliyor. Kahramanmaraş depreminde yıkılan binaların yüzde 90'ında bu yaşandı. Önce yumuşak kat dediğimiz dolgu duvarlar çıkartılmış. Çünkü dolgu duvarlar depreme birebir direnç göstermez ama deprem sırasında sahaya iner. Gol atan bir oyuncu değildir ama 11'in içindedir. Kolonu kesmek demek, kaleciyi oradan çıkarmak demektir. Kolon kesen; insan kesen statüsünde olmalı. Birini öldürdüğünüz zaman alacağınız cezayla kolon kestiğinizde alacağınız ceza aynı olursa hiçbir sorun kalmaz" dedi.
'EŞ ZAMANLI BİR SÜREÇ OLMALI'
Yönetmeliklerin periyodik olarak kontrol edilebileceğini belirten Alpago, "Her yıl kolonlar kontrol edilmeli. Belki şimdi değil ama 5 yıl sonra, binanın altı markete çevrilecek. Pratikte ise benim önerim şu; yıkılan, riskli ve altı ticarethane olan binaların tespiti lazım. Üstünde kaçak var, altında dükkan varsa, o binaya hemen bir sarı kart gösterelim. İzmir'in Bayraklı ilçesinde bina taramasına başlandı. Çok bina var ama elenerek riskli pota ufaltılabilir. Kolon yoksa binanın hemen boşaltılması lazım. Hem yerel yönetimin hem genel hükümetin bu konuda bir hazırlık yapması lazım. Eş zamanlı bir süreç olmalı.”