İzmir Ekonomi'de 'Türkiye'nin uzay hedefleri' konuşuldu
Türkiye Uzay Ajansı Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım, İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Uzay ve Havacılık Teknolojileri Kulübü’nün düzenlediği ‘Türkiye’nin Uzay Misyonu ve Türk Astronot Görevi’ konferansına konuk oldu. İlk Türk astronotun 2023 yılında Uluslararası Uzay İstasyonu’na gönderileceğini söyleyen Yıldırım, uzaya gitmek için kayıt yapanların sayısının 36 bin civarında olduğunu belirtti. Yıldırım, “Başvuruyu tamamlayanların sayısı ise 500’ü buldu. Bu sayının bine ulaşacağını düşünüyoruz. Uzaya gitmek için sadece iki kişi eğitim alacak ama bir kişi Uluslararası Uzay İstasyonu’na giderek orada deneylerimizi yapacak” dedi.
İEÜ Konferans Salonu’nda gerçekleşen toplantıya; İEÜ Rektörü Prof. Dr. Murat Aşkar, Havacılık ve Uzay Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barış Özerdem, Dr. Öğretim Üyesi Fabrizio Pinto, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı. Konferans, İEÜ Uzay ve Havacılık Teknolojileri Kulübü Başkanı Kağan Yalçın’ın konuşmasıyla başladı, Dr. Öğretim Üyesi Fabrizio Pinto da etkinlikte bir sunum gerçekleştirdi. Türkiye’nin uzay hedefiyle ilgili önemli bilgiler paylaşan Türkiye Uzay Ajansı Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım, “Türkiye, bugüne kadar yer çekimsiz ortamda bilimsel çalışma yapma fırsatı hiç bulamadı. Uzaydaki yer çekimsiz ortamda yapılacak deneylerin bizim için çok önemi var. Şu anda bilimsel çalışma tekliflerini topluyoruz. Astronotumuz, uzay istasyonunda 7-10 gün arası kalacak. Yapabileceği 3 veya 4 bilimsel çalışmayı da tespit edeceğiz. Astronotumuz, oradaki imkanları kullanarak bilimsel çalışmaları istasyonda gerçekleştirecek” dedi.
MEDİKAL KONULAR OLACAK
Uzaya gidecek Türk astronotun çalışacağı bilimsel konuları da anlatan Yıldırım, şöyle konuştu: “Tıbbi medikal konular mutlaka olacaktır. Çünkü yer çekimsiz ortamda, insan vücudunda değişimler gözleniyor. Deneylerin bir ya da ikisi medikal ve tıbbi alanda olacaktır. Malzeme teknolojisi ile ilgili çalışmalar olabilir. Topraksız tarım ile ilgili deneyler olabilir ama henüz bunları seçmiş değiliz. Talepler geliyor. Tek kriter bizim seçmemiz değil, çalışmaların Uluslararası Uzay İstasyonu’nun altyapısına uygun olması."
BİR YILDA İKİ UYDU FIRLATAN NADİR ÜLKELERDENİZ
Türkiye’nin bir senede iki uydu fırlatan nadir ülkelerden olduğunu söyleyen Yıldırım, Türksat 5A uydusunun daha önce yörüngeye yerleşip işletmeye alındığını ifade ederek, “5B uydumuz da yörüngeye ulaştı ve işletmeye alınacak. Uydu; işletmeye alınmaya, tabiri caizse düğmesine basılmaya, yayınları aktarmaya hazır. Cumhurbaşkanımızın başkanlığında yapılacak toplantıda işaret vermesiyle 5B devreye alınmış olacak” diye konuştu.
ARTIK ‘TÜRKİYE YAPAMAZ’ DENMİYOR
2020 yılını Milli Uzay Programı üzerine hazırlık yaparak geçirdiklerini, programın Türkiye’nin ortak aklıyla hazırlandığını söyleyen Yıldırım, “10 yıl içinde gerçekleştirilmek üzere, Türkiye’nin ortak aklıyla Milli Uzay Programı hazırlandı. Bana Amerikalılar, ‘Bu programı size Ruslar mı verdi?’ diyor. Ruslar da ‘Amerika mı verdi?’ diyor. Kimse bunu kendimizin yapmış olabileceğine inanamıyor. Kısa sürede beklenmedik hedefler ortaya koyduk. Artık ‘Türkiye yapamaz’ denmiyor. Uzay çalışmalarına bugün para harcamazsak, yarın daha fakir olacağız. Bu yatırımları yaparak geleceğin ekonomisinden ve imkanlarından pay alma şansına sahip olacağız. Uzayda varsanız, uzaydaki avantajlardan pay alabilirsiniz” dedi.
UZAYSIZ HİÇBİR ŞEY OLMAYACAK
Türkiye’nin potansiyeli çok yüksek bir ülke olduğunu kaydeden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeter ki doğru işleri, doğru kişilerle doğru zamanda yapalım. Bunu yaptığımız zaman kısa sürede çok yol alabilen bir milletiz, ülkeyiz. Uzayda da bunu başarmak istiyoruz ve başarabiliriz. Tabii ki kolay değil çünkü biraz geriden geliyoruz ve bütün dünya uzaya konsantre olmuş durumda. Yeni bir uzay çağındayız. Uzaysız hiçbir şey olmayacak. Bütün sistemler uzaya çıkıyor. Uzayda yoksanız dünyada da söz sahibi olamazsınız. Türkiye, bu işi ne kadar ciddiyete aldığını gösterdi. Yurt dışında da Türkiye’nin bu programı çok ciddiye alınıyor. Türkiye’nin bunları yapabileceğini artık herkes görüyor. İyi gidiyoruz. Daha hızlanmak da istiyoruz. Bunun olması için de bir ekosistemin gelişmesi çok önemli.”