SÜREYYA SERDENGEÇTİ KÜRESEL KRİZ VE TÜRKİYE’Yİ ANLATTI
Bugün çapa olarak IMF ile anlaşmanın şart olduğunu vurgulayan Serdengeçti, ‘’İlk dönemde çok vakit kaybedildi, parça parça tedbirler açıklandı. Stopaj sıfırlanması, otomobildeki KDV indirimi gibi olanlar çok büyük fayda sağlamadı’’ dedi.
Krizlerin ana nedeninin kriz öncesi dönemde siyasi iradenin reformlara direnmesi olduğunu belirten Serdengeçti, ‘’Zamanında büyük oranda oy kaygısıyla yapılmayan reformlar, krizlerin tetikleyicisi oluyor. Bu sadece bizde değil bugün küresel krizin merkezi konumundaki Amerika’da da, Avrupa’da da böyle. Daha önce bunları sadece bizde yani gelişmekte olan ülkelerde olduğunu düşünürdük. Bu kriz reformlara direnmenin her yerde aynı olduğunu gösterdi. Kriz öncesi göstergeler gibi krizin ilk dönemindeki davranışlarda benzedi. Örneğin krizin başında AB ülkeleri ortak hareket etmedi. Özellikle Fransa ve Almanya farklı davrandı. Oysa böylesi bir küresel krizde, ülke içinde olduğu kadar, ortak hareket edilen AB veya G20 gibi birliklerde de eşgüdüm çok önemli. Biz 1994 ve 2001 krizlerinden tecrübeliyiz. Özellikle 2001 krizinden sonra o güne kadar yapılmayan reformlar ya da çıkarılması gereken kanunlar çıkarıldığı için bugün bankacılık sektörü ve mali yapı daha dayanıklı hale geldi. Bu da krizin fırsata dönüştürülebileceğinin bir kanıtı’’ diye konuştu.
Kürsel krizin L, U ve geniş W ile tanımlayanlar bulunduğunu hatırlatan Serdengeçti, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Bizim 1994 ve 2001 krizlerimizi V ya da dar W olarak tanımlayabiliriz. İndik ve kısa sürede çıktık. Ancak küresel krizi L, U ve geniş W ile tanımlayabiliyorlar. Bu da üzerinden bir sene geçmesine rağmen şu anda hangi noktada olduğumuzu kestiremediğimizden anlaşılıyor. Bazı göstergelerin iyileşmesi, altın fiyatlarının inmesi, borsa ve emtia fiyatlarının yükselmesi iyileşmenin, başlaması olarak algılanıyor. Ancak ben bunu yeterli bulmuyorum. Krizin merkezi olan Amerika’daki konut fiyatları yükselmeden, finans piyasalarının küçülmesinin durduğunu görmeden bir çıkışın başladığından söz etmek mümkün değil. Türkiye’ye gelirsek, şu anda yaşadığımız durgunluğu tamamen küresel krize bağlamak da doğru değil. 2004’te yakalanan 9’un üzerindeki büyüme, 2005 ve 2006’da düşüşe geçti, 2007’de kriz gelmeden de düşüyordu. Bunun nedeni siyasilerde görülen reform yorgunluğundandır. Zamanında alınmayan tedbirler, çıkarılmayan kanunlar, bunun asıl nedenleri. Onun için hükümetin artık krizi doğru analiz ederek, kamu maliyesine ilişkin ve diğer reformları gecikmeden yapmalı, uygulamalıdır. Ulusal çapa geliştirilemediğinden bugün gelinen noktada çapa olarak IMF ile anlaşma da daha fazla gecikmeden yapılmalıdır.’’
Konferansın sonunda öğrencilerin sorularını cevaplayan Süreyya Serdengeçti’ye, İEÜ Rektörü Prof. Dr. Attila Sezgin bir plaket sundu.