İZMİR EKONOMİ ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ’NDEN BİLİMSEL SERGİ
İzmir Ekonomi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü tarafından Psikoloji Laboratuvarı açılarak öğrencilerin kullanımına sunuldu. Psikoloji biliminin gelişiminde ve ilerlemesinde laboratuvarların oldukça önemli olduğuna değinen Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yurdal Topsever, “Günümüzde psikoloji laboratuvarları yalnızca teorik çalışmaların değil, aynı zamanda lisans ve lisansüstü eğitimin, üniversitelerarası işbirliğinin ve üniversitelerin uygulamaya dönük faaliyetlerinin merkezi konumunda yer almaktadır. Ülkemizde de hızla farkına varılan bu gerçek, mezun olan her öğrencinin laboratuvar tekniklerine ve dolayısıyla psikolojide araştırma yöntemlerine hakim olmasını gerektirmektedir. “dedi.
Psikoloji Bölümü öğrencilerinin laboratuvar ortamında yaptıkları araştırmalar bilimsel kriterlere uygun poster sunumlar halinde üniversitenin fuaye alanında sergilendi. Yapılan araştırmalar sosyal psikoloji, deneysel psikoloji, fizyolojik psikoloji ve psikoteknik gibi psikolojinin çeşitli alt başlıklarına ait konulardan seçildi.
Öğrencilerin sundukları projelerden, ülkemizde de oldukça yaygınlaşan psikoteknik uygulamaların ele alındığı “Psikoteknik Yeterlilik ile Risk Alma Davranışı Arasındaki İlişkinin İncelenmesi” başlıklı araştırmada, sürücü davranışlarında psikoteknik yeterlilik düzeyinin trafikte riskli davranışlarda bulunmayla ilişkisi incelendi. Araştırma sonucunda, sürüş becerileri arttıkça kendine daha çok güvenen sürücülerin daha fazla risk aldığı ve kazaya karışma oranının arttığı ortaya çıktı.
Güncel psikoloji literatüründe oldukça canlı bir alan olan bel-kalça oranı ve fiziksel çekiciliğin ilişkisi konularında “Bel-kalça oranına bağlı olarak farklı çekicilik düzeylerine sahip kadınlara verilen tepki sürelerinin incelenmesi” başlıklı bir proje sunuldu. Araştırma ile ilgili bilgi veren Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Hakan Çetinkaya, “Bu çalışmada, erkeklerin farklı çekicilik düzeylerini değerlendirme süreleri incelendi. Erkeklerin farklı bel kalça oranı ve vücut ağırlığına verdikleri reaksiyonun zamanı ölçüldü. Erkeklerde, çekici kadını yakalamaya ilişkin özelleşmiş bir modül olduğu ortaya çıktı. Araştırma sonucunda erkeklerin güzel ve çekici kadınları daha çabuk fark ettiği belirlendi.” dedi. Kadınlarda vücut ağırlığının ülkeden ülkeye, kültürden kültüre göre değişmesine karşın bel-kalça oranının 0.7 olmasının arandığını belirten Çetinkaya, “Batı dünyasında normal kilolu kadınlar çekici olarak algılanırken, ülkemizde zayıf kadınlara doğru bir yönelim var. 0.7 bel-kalça oranı ise tüm dünyada kabul gören bir oran. Bu orana sahip kadınların kalp, kanser, obezite gibi hastalıklara yakalanma riski daha az ve daha doğurganlar. Dolayısı ile erkekler kendilerine iyi bir eş oluşturan kadınları daha çekici buluyor” dedi.
Doç. Dr. Hakan Çetinkaya, bu tür projelerin yaygınlaşmasının üniversitelerdeki eğitim kalitesinin artmasına doğrudan faydalı olacağına da işaret etti.