KADINLIK HALLERİ SÖYLEŞİSİ
Doç. Dr. Aksu Bora “kadının ev halleri” ni değerlendirdiği konuşmasında ; aile yapısından, kadının bu ailedeki yerinden, kadına yüklenen sorumluluklardan ve bu sorumluluklara bağlı olarak kadının dış dünyaya açılmasının önüne çıkan engellerden bahsetti.
Söyleşi Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Prof. Dr. Eser KÖKER'in kadının annelik rolünü değerlendirmesiyle devam etti. Anneliğin kadını biyolojik, fiziksel ve psikolojik olarak yoran çok zorlu bir süreç olduğunu, doğum anının, doğumu görüntüleyen fotoğrafçıların yansıttığı ve annenin çevresindeki insanların oluşturdukların atmosfer gibi çok duygusal ve güzel olmadığını anlattı. Prof. Dr. Köker” Hatta bu doğum olayı son derece acılıdır ve yeni doğan bebeğin de üzerindeki yapışkan sıvıyla aslında çok da güzel görünmez” dedi.
Anneliğin duygusal boyutunu kabul ettiğini ama abartıldığı ve kadın üzerinde baskı uygulamaya kadar gelen davranışları uygun bulmadığını açıkladı. Annelikle birlikte kadına yapıştırılan kişilik özelliklerinden de bahsetti. Prof. Dr. Köker “Anne merhametli olur, şefkatli olur denir, oysa bunlar insanlara dair özelliklerdir sadece kadınlarla alakası yoktur” dedi.
Prof. Dr. Köker kürtaj konusuna da değindi. 12 Eylül yasaları kapsamında kürtaj yasasının da çıkarıldığını ancak bunun sadece nüfusu kontrol altına almak ve aile planlaması amacıyla yapıldığını, edebi olan ya da olmayan herhangi bir metinle altının doldurulmadığını, kadının yaşayacağı psikolojik ya da fizyolojik sorunlara hiç değinilmediğini, önerilerde bulunulmadığını söyledi.
8 Mart için yapılan televizyon röportajlarında 10 kişiden 7’sinin “eğitim şart” diyeceğini iddia eden Prof. Dr. Köker “eğitim şart” cümlesini artık duymak istemediğini çünkü asıl olayın kadının eğitimi olmadığını belirtti. “Biliyorum ki şu an bazı üniversitelerde hocalar bu cümleyi haykırıyorlardır. Ama yanlış” dedi. Kadınların hayatın içindeki konumunun , erkeklerin de eğitimiyle alakalı olduğuna, düzen değişikliği gerektirdiğine değindi.